Pazaryeri mi? Kendi E-Ticaret Siteniz mi?

Pazaryeri mi? Yoksa Kendi E-Ticaret Siteniz mi?

Sektörün Standart Tartışma Ritüeli

E-Ticaret girişimcilerinin standart tartışma ritüeli olan
kendi sitemde mi yoksa pazaryerlerinde mi satmalıyım konusunu konuşacağız,

Bu konudan önce discord grubuna katılmayı ve kanala abone olmayı lütfen unutmayın.
Birde beni takip eden arkadaşlarım biliyor bu videoları çekerken instagram hesabım üzerinden
sizden fikir alıyorum orayı da takip ederseniz gelecek videolara birlikte karar verebiliriz.
Ve muhakkak sorularınız varsa discord grubunda ilgili kanaldan yazın müsait olduğumda ben veya
tecrübeli bir arkadaşımız muhakkak cevaplıyor olacaktır.

Size iki seçenek sunuyor olsam?

Şimdi bir Girişimci olduğunuzu varsayarak size şöyle iki seçenek sunsam;
Birincisi sana her gün milyonlarca paket çıkışı yapılan, dünya’da en çok ziyaret edilen 20 web sitesinden birinde, hatta bir kaçında ürünlerini satışa sunma fırsatı veriyorum ve bunu yaparken senden başlangıçta hiçbir ücret talep etmiyorum, ürünlerini burada benim kurallarım çerçevesinde satışa aç eğer satarsan ben bu satış tutarından örnek veriyorum %15 komisyon alırım.

İkincisi sana kendi e-ticaret altyapını sunuyorum, başlangıçta bu altyapın için bir yatırım yapman gerekiyor ve
pazarlama bütçesi ayırman gerekiyor. Ek olarak sana şu an ne kadar paket çıkışı yapacağının, sitenin ne kadar ziyaret alacağının veya ziyaret alabileceğinin garantisini de veremem çünkü elimde böyle bir veri yok.
Yola çıktığında yatırımın kadar karşılığını görebilirsin veya göremezsin bu verileri ancak bu yola girdiğinde elde edebilirsin.

Şimdi baktığınızda birinci seçenek çok cazip geliyor değil mi?

Evet başlangıçta öyle ama madalyonun diğer yüzünüde görmeniz gerekiyor.
Burası sizin değil. Hem müşteriyle hemde işleyemeyeceğiniz verileriyle sizin sahibi olmadığınız bir platform.

Pazaryerlerini adına uygun bir Pazarlama Mecrası olarak Kullanın


Trendyol, Hepsiburada, Ebay, Amazon gibi pazaryerlerini size
çok düşük maliyetlerle yol haritanızı çizmek için büyük bir analiz ve veri merkezi,
bir pazarlama aracı gibi düşünün.

İzlediyseniz pazaryerlerinde mağaza adı seçiminde
birkaç nokta söylemiştim dikkat etmeniz gereken tamda burayla bağlantılı işte söylediğim şeyler.

Bugün Türkiye’nin en pahalı avm’si neresidir büyük ihtimal Cevahir AVM’dir veya farklı bir avm farketmez.
Burada size bir mağaza versem hemde girişte hiçbir ücret almadan, satmak istediğiniz bir ürün varsa burada sergileyin
sadece sattığınız ürünün tutarı üzerinden sizden bir komisyon alayım desem kimse hayır demez.Der misin? Ben demem.

Ama sadece girişimimi buraya bağlıda bırakmam. İşte bu yüzden eğer bir girişimciyseniz ve
yolun başındaysanız aman çok yüksek komisyon alıyorlar, aman hep müşteriyi savunuyorlar diyerek buralara da hayır dememelisiniz. En iyi tecrübeyi ve e-ticaret gelişiminizi sağlayacak alanlardan birisi Pazar yerleridir.

Bu konu biraz enteresan çünkü satıcıların hayatında E-ticaret olduğu sürece tartışması bitmeyecek bir konu.

Satıcılar pazaryerlerine girmek konusunda neden kararsız kalıyorlar?

Acaba satıcılar Marka bilinirliği olan, müşterisi hazır bir kitleye, yani E-Ticaret’in AVM’lerine neden girmek istemiyorlar veya bu ikilemde kalıyorlar. Bunun aslında farklı bir çok nedeni var.

Ancak nedenlerin başında komisyon oranları geliyor,
özellikle bazı kategorilerde ciddi anlamda ağır komisyon yükleriyle karşı karşıya kalıyor satıcılar.
Öyle ki bazı kategorilerde satıcı bir maliyet hesaplaması yapıyor, Pazar yerleri benden fazla kazanıyor diyor.

Ek olarak buradaki hiçbir müşteri verisini işlemeniz veya direkt olarak bir pazarlama tanıtım faaliyeti yürütmeniz mümkün değil. Ancak şu yanlış yapılıyor bu karşılaştırmada,

Örnek veriyorum kendi e-ticaret sitenizde sanal pos komisyon oranınız %2 diyelim ancak pazaryerlerinde %12 şimdi bu kalan %10’luk kısım sadece sunulan bir listeleme hizmeti için değil arkadaşlar, kendi e-ticaret sitenizde müşteri size gökten zembil ile inmeyecek veya altyapınız açtığınız gibi kalmayacak teknoloji yetişemeyeceğiniz kadar hızlı gelişiyor.

Arka tarafta bu şirketlerin çok yüksek gider kalemlerine sahip büyük bir
yazılım, grafik, pazarlama, müşteri hizmetleri, altyapı ve yatırım maliyetleri var.

Yani burada büyük bir kalifiye iş gücü ve operasyon yürütülüyor.
Bu operasyonun yükünü de haklı olarak karlılıklarıyla birlikte satıcılarla paylaşmak durumundalar.

Bunun yanında yine satıcılara göre sorunlardan bir tanesi pazaryerlerinin anlaşmazlıklarda her zaman müşterinin yanında yer alması. Ancak bunu zaten kendi e-ticaret altyapınızda da yapmak durumundasınız arkadaşlar,
müşterinin her zaman yanında yer aldığınızı ona hissettirmelisiniz, başka yöntem ve tutumlar markanıza sadık bir müşteri kitlesi yaratmanıza engel olacaktır.

Bu arada alışveriş sürecinin ve hakların müşteri tarafından kötüye kullanımları başta olmak üzere
bir çok kez satıcının yanında yer aldıklarını da gördüm Pazar yerlerinin bunuda belirteyim.

Bir diğer neden ise özellikle katalog yapısındaki Trendyol, Hepsiburada gibi Pazar yerlerinin müşteri iletişim bilgilerini paylaşmamaları.

Tabi ki bu konuda da Pazar yerlerinin kendi görece haklı nedenleri var, çünkü müşteri hizmetleri dediğimiz süreç belirli bir hizmet kalitesi ve profesyonellikle yürütülmek durumunda, maalesef bu konuda da bir çok satıcının bu hizmet kalitesini sunabilecek seviyede olmadığını söylememe gerek yok sanırım.

Satıcılar Pazaryerlerinde Hareketlerinin Kısıtlandığını Düşünüyor

Yine bir başka neden kendi altyapınız kadar rahat hareket edebileceğiniz bir alan sunmuyor Pazaryerleri size,
kendileri tarafından oluşturulmuş belirli kalıp ve süreçlerde ilerlemek durumundasınız.
Ürün açıklamaları, ürün görselleri, kampanya yönetimi, mağaza yönetimi,
kargo, lojistik, iade ve değişim süreçleri gibi kendi hizmet ve kalite süreçlerini uygulamanızı bekliyorlar sizden.

Öyle ki bunun için bildiğiniz gibi Trendyol ve Hepsiburada satıcılara belirli yaptırımlar uyguluyor.

Şimdi baktığınızda İnsanlar hoşlansın veya hoşlanmasın, eğer insanların önünde bir şeyleri çok uzun tutarsanız, buna alışırlar. Pazaryerleride kendi ellerindeki büyük pazarlama bütçelerini bu yönde harcayıp insanların kendilerine alışmasını sağladılar.

Yani insanların yaşamlarında herhangi bir ihtiyaçta tercih edilecek alışveriş için Google gibi arama motoru haline getirdiler kendilerini. Bir satıcı açısından pazaryerlerinin avantajlarına baktığınızda size büyük bir müşteri kitlesi ve ürünleriniz için içerisinde kendi anlaşma ve marka gücünden yararlanabileceğiniz bir platform sunuyorlar.

Sonuçta bu bir ticari iş, bu denli büyük yatırımları yaparken belirli riskler alınarak yatırım yapılıyor.
Çok büyük reklam bütçeleri kullanılıyor. O yüzden bazı kategorilerde ki girişimciler için görece yüksek komisyon oranları dışında pekte bu pazaryeri mi kendi e-ticaret sitem mi konusunun abartılacak ve tercih yapmamızı gerektirecek bir konu olmadığını düşünüyorum.

Eğer bir pazarlama ve reklam bütçeniz varsa tabi ki bunu öncelikle kendi altyapınız için kullanın.
Ama diğer tarafta size müşteri kitlesi hazır, marka bilinirliği yüksek bir alan sunulurken bunu da göz ardı etmemelisiniz.

Benim size tavsiyem pazaryerlerinde satış yaparken kesinlikle kendi e-ticaret altyapınızda da satış yapın ve
Pazar yerlerinde aldığınız komisyon gibi maliyetleri ve riskleri ürünlerinize indirim olarak yansıtın.

Yani bu ürünleri pazaryerlerinde komisyon ve iade/değişim maliyetleri gibi gider kalemleriniz varken
kendi e-ticaret sitenizle aynı fiyattan satmak zorunda değilsiniz.

Pazaryerlerinde Yer Almalı mıyım?

Sonuca gelecek olursak bir pazarlama ve tanıtım bütçeniz yoksa
başlangıçta Pazar yerlerinde yer almanızın sizin için maliyeti daha düşük bir operasyon olabilir.

Buradan elde edeceğiniz tecrübelerle kendi e-ticaret sitenizin altyapısını ve süreçlerini şekillendirmelisiniz.
Günün sonunda burası sizin için müşteri kitlesi hazır bir Pazar ama tüm verileriyle müşterileriyle
sizin olmayan bir Pazar bunun farkında olarak süreçlerinizi ve yatırımlarınızı yönetmenizde yarar var.

Bir başka yazıda/videoda görüşürüz Youtube kanalına abone olmayı, videoyu beğenmeyi ve
sosyal medya hesaplarımdan beni takip etmeyi unutmayın görüşürüz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir